HbA1c kaç olursa tehlikelidir ?

Tolga

New member
**HbA1c Kaç Olursa Tehlikelidir? Bir Hikaye Üzerinden Anlatım**

Bugün size, yakın zaman önce duyduğum ve benim de biraz şaşırarak takip ettiğim bir hikayeyi paylaşmak istiyorum. Gerçekten de bu tür bir durumda ne yapmak gerektiğini kimse kestiremiyor. Ama belki de çözümü doğru şekilde değerlendirmek, sağlığımızı korumak için kritik önem taşıyor. Hikayemizde, bir kişinin hayatını değiştirebilecek bir sağlık sorunuyla, bir erkeğin çözüm odaklı yaklaşımıyla ve bir kadının empatik bakış açısıyla nasıl başa çıkılabileceğine göz atacağız. İşte başlıyoruz!

**Hikayenin Başlangıcı: Rüya Gibi Bir Hayat, Sarsıcı Bir Gerçek**

Ahmet, sağlıklı yaşam alışkanlıklarına sahip, spora ve sağlıklı beslenmeye önem veren bir adamdı. Hayatında her şey yolundaydı. İyi bir iş, başarılı bir kariyer, düzenli spor, her şey mükemmeldi. Ama bir gün, iş yerinde sıradan bir rutin kontrolü sırasında bir şey fark etti. Dr. Caner, rutin sağlık testlerinden sonra ona bir e-posta gönderdi: "HbA1c seviyeniz yüksek, bir an önce endokrinolojiye başvurmalısınız."

Ahmet, “Ne olabilir ki?” diyerek e-posta üzerinde fazla durmamıştı. Ancak akşam eve gidip düşündüğünde, o meşhur HbA1c seviyesinin ne olduğunu araştırmaya karar verdi. Kan şekeriyle ilgili bir şeyler okuduktan sonra, “Acaba tehlikeli olabilir mi?” diye kafasında soru işaretleri oluştu. Bu, onun yaşamındaki ilk sağlık endişesiydi, ve ilk kez bir şeyleri çözmek için başka birinin yardımına ihtiyaç duyuyordu.

**Erkeklerin Stratejik ve Çözüm Odaklı Yaklaşımı**

Ahmet, bir sabah doktora gitmeye karar verdi. Hemencecik randevu alarak Dr. Caner’le yüz yüze görüşmeye gitti. Endişe içinde ama bir yandan da çözüm odaklıydı. "Neden bu kadar büyütüyorum ki, biraz tedbir alırım ve her şey yoluna girer," diye düşünüp rahatlamaya çalışıyordu.

Doktoru, "HbA1c seviyeniz %7.0 civarında ve bu, pre-diyabet (şeker hastalığına yatkınlık) seviyesine yakın bir değer. Eğer tedbir almazsanız, ilerleyen dönemde tip 2 diyabet riski taşıyorsunuz," dedi. Ahmet, hemen çözüm önerilerini sormaya başladı. Bu konuyu kafasında netleştirmek istiyordu, çünkü bir şeylerin kontrolünü elinde tutmayı seviyordu. Çözüm bulmalıydı.

Dr. Caner, “Öncelikle, kan şekerinizi dengeleyecek bir diyet programı ve düzenli egzersiz yapmalısınız. Ayrıca, stres yönetimi de önemli. Bir süre sonra bu seviyeyi kontrol altına alabilirsiniz, ancak %7’yi aşan bir HbA1c değeri ciddi riskler taşıyor,” diye ekledi. Ahmet, “Anladım, diyet ve egzersizle halledebilirim,” diyerek doktoruyla konuşmaya devam etti.

Ahmet’in mantığı açıktı: "Bunu yaparım, kontrolü ele alırım, hedefime ulaşırım." Erkeklerin çoğunda olduğu gibi, çözüm arayışı ve sürecin sonunda elde edilecek sonuç, Ahmet’in bakış açısında en önemli faktördü.

**Kadınların Empatik ve İlişkisel Yaklaşımı: Destek ve Paylaşım**

Akşam Ahmet, eşi Zeynep’le bu durumu paylaştı. Zeynep, Ahmet’in biraz fazla işine odaklandığını ve sağlığına gereken önemi vermediğini fark etmişti. “Evet, sonuçlar önemli, ama senin moralin ve ruh halin de çok önemli, Ahmet. Sağlık sadece beden değil, duygusal ve zihinsel dengeyle de ilgili,” diye konuşmaya başladı. Zeynep, her zaman olduğu gibi Ahmet’in duygusal durumuna ve iyilik haline odaklanarak ona bir destek sunmayı hedefliyordu.

Zeynep, sağlıklı yaşamı sadece fiziksel bir değişim olarak görmüyor, duygusal ve zihinsel dengeyi de önemseyen bir bakış açısına sahipti. O, Ahmet’in egzersiz yaparken bir arkadaşını yanında görmek, birlikte yemek pişirmek ve sağlıklı yaşam tarzına entegre olacak sosyal aktivitelerle bu süreci daha katlanabilir hale getirmek gerektiğini düşündü.

“Belki birlikte yoga yapabiliriz. Hem zihinsel hem bedensel rahatlama sağlayabiliriz, ne dersin?” diye ekledi Zeynep. Zeynep, Ahmet’in sadece bedenini değil, ruhunu da düşünerek bir çözüm önerisinde bulundu. Bu yaklaşım, ilişkisel ve empatik bakış açısının bir yansımasıydı.

Ahmet ise başta bu fikre mesafeli yaklaşsa da, Zeynep’in önerisinin aslında sağlıklı yaşam yolculuğunu daha sürdürülebilir ve keyifli hale getirebileceğini fark etti. Çünkü sağlık sadece ne kadar koştuğun ya da ne kadar kilo verdiğinle değil, aslında yaşam kalitenle ilgilidir. Zeynep’in yaklaşımı, Ahmet’in sadece fiziksel sağlığını değil, duygusal sağlığını da düşünmesini sağladı.

**HbA1c Seviyeleri: Ne Zaman Tehlikeli Olur?**

Peki, Ahmet’in durumunu örnek alarak HbA1c seviyelerinin hangi noktada tehlikeli hale geldiğine bir göz atalım. HbA1c, ortalama kan şekeri seviyesinin son 2-3 ayda nasıl seyrettiğini gösteren bir testtir. Genellikle, sağlıklı bir bireyin HbA1c seviyesi %5.7 ve altında olmalıdır. Bu seviyeler, kan şekerinin normal sınırlar içinde olduğunu gösterir. Ancak %5.7 ile %6.4 arasındaki HbA1c değeri, prediyabet (şeker hastalığına yatkınlık) aşamasını işaret eder. Eğer HbA1c seviyesi %6.5 veya daha yüksekse, bu tip 2 diyabet riskinin yüksek olduğunu gösterir.

Ahmet’in HbA1c seviyesi %7.0 civarındaydı. Bu, yüksek risk anlamına geliyordu, fakat doğru beslenme, egzersiz ve yaşam tarzı değişiklikleri ile bu seviyenin kontrol altına alınması mümkündü. Zeynep’in empatik yaklaşımı, Ahmet’in sağlıklı yaşam yolculuğunu duygusal olarak da destekliyordu.

**Sonuç: Sağlık, Birlikte Başarılan Bir Yolculuktur**

Ahmet’in hikayesinden çıkarılacak önemli derslerden biri, sağlığın sadece bireysel bir çaba olmadığının anlaşılmasıdır. Birinin HbA1c seviyesinin yüksek olması, sadece fiziksel değil, aynı zamanda duygusal ve zihinsel dengeyi de etkileyebilir. Ahmet’in çözüm odaklı yaklaşımı, Zeynep’in empatik ve ilişkisel bakış açısıyla birleşince, sağlık yolculuğu daha sürdürülebilir hale geldi.

Hikayenin sonunda Ahmet, sadece HbA1c seviyesini kontrol altına almakla kalmadı, aynı zamanda yaşam tarzındaki değişikliklerle daha sağlıklı ve mutlu bir hayat sürmeye başladı. Sizin çevrenizde de benzer sağlık endişeleri yaşayan biri varsa, belki de onun hayatına dokunarak, hem fiziksel hem duygusal destek sunabilirsiniz. Sonuçta, sağlık bir yolculuk ve bazen bu yolculuğa birlikte çıkmak çok daha anlamlı olabilir.
 
Üst