Koray
New member
Herkesin Hamuru Ekmeğine Göredir: TDK’ye Göre Ama Forum Tadında!
Merhaba sevgili forumdaşlar!
Bugün sizlere gündelik dilde çok duyduğumuz, ama üzerine oturup şöyle bir “yahu bu ne demek?” diye düşünmediğimiz bir deyimle geldim: “Herkesin hamuru ekmeğine göredir.” TDK’nin bize sunduğu açıklamaları da işin içine katacağım ama gelin bunu sadece kitap bilgisi gibi değil, hepimizin gülerek okuyabileceği, biraz kendimizi, biraz komşumuzu, biraz da kaynanamızı hatırlatacak bir sohbet havasında ele alalım.
TDK Ne Diyor?
Öncelikle işin resmî kısmını açalım. TDK’nin açıklamasına göre bu deyim, kısaca:
“İnsanlar kendi durumlarına, yeteneklerine, imkânlarına göre davranır ya da ortaya iş çıkarır.”
Yani herkesin yaptığı iş, ortaya koyduğu şey kendi kapasitesiyle, sahip olduğu malzemeyle sınırlıdır. Bir fırıncı düşünün, unu çok, mayası tam kıvamında; ekmeği puf puf kabarır. Ama unu az, mayası eksik olanın ekmeği biraz daha yassı kalır. İşte hayat da böyle: Kimimiz kabarırız, kimimiz çıtır kalırız, ama sonuçta hepimiz sofraya ekmek olarak geliriz.
Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı: “Bu Hamurdan Kaç Ekmek Çıkar?”
Erkek forumdaşların bu deyimi duyunca aklından geçen ilk şey: “Peki bu hamurla kaç ekmek çıkar?” olur. Yani pratik, sonuç odaklı ve hesaplı bir yaklaşım.
Mesela Ali abi düşünür: “Tamam kardeşim, hamurun ekmeğine göredir ama biz bu ekmeği daha stratejik bölemez miyiz? Sabah kahvaltısına, öğleye tost, akşama çorba yanına ayarlayalım.” Strateji odaklı bakış açısıdır bu.
Matematik hesabı yapar, der ki:
- 1 kilo un → 3 somun ekmek.
- O zaman 3 kilo undan 9 somun çıkar.
“E peki fırıncı 5 kilo undan 12 ekmek çıkarıyorsa, burada verimlilik sorunu var kardeşim!” diyerek konuyu bir proje toplantısına çevirebilir.
Yani erkekler için deyimin anlamı, biraz “kaynakları nasıl optimize ederiz” meselesine dönüşür.
Kadınların Empatik Yaklaşımı: “Komşunun Ekmeği Yassıysa da Paylaşırız.”
Kadınlar ise bu deyimi duyunca, olaya hemen duygusal ve toplumsal açıdan yaklaşır.
“Evet herkesin hamuru ekmeğine göredir ama komşunun ekmeği ufak kaldıysa, biz kendi ekmeğimizden de böler paylaşırız.”
Onlar için mesele yalnızca ekmeğin büyüklüğü değil, ekmeğin paylaşılıp paylaşılmadığıdır.
Mesela Ayşe teyze şöyle diyebilir:
“Benim hamurum azdı, ekmeğim küçük oldu. Ama olsun, komşumla bir tabak turşu açtık, soframız şenlendi.”
Kadın forumdaşların bu empatik yaklaşımı, deyimi biraz daha “topluluk ruhu” içinde yorumlamalarına sebep olur. Çünkü onlara göre mesele ekmeğin kendisi değil, ekmeğin etrafında kurulan sohbet, samimiyet ve birlikteliktir.
Hayattan Örnekler: Hamurdan Hayata
- İş hayatında: Birinin büyük bir ekibi vardır, çok iş başarır. Diğerinin imkânı sınırlıdır, tek başına çalışır. Sonuçlar farklıdır ama ikisi de kendi hamuruna göre iş çıkarır.
- Aşkta: Kimi sevgilisine her hafta çiçek yollar, kimi de “bütçem yetmiyor, ben de sana en güzel kahvemi yaparım” der. İkisi de kendi hamuruna göre sevgisini gösterir.
- Evde: Kimi misafir gelince 7 çeşit yemek yapar, kimi de “çay demlendi, kurabiye var” diyerek misafirini ağırlar. İkisi de kendi hamuruna göre ekmeğini ortaya koymuştur.
Bir bakıma, bu deyim hepimizin hayatını özetliyor. Yani kimseden kendi hamurunun üstünde bir şey beklememek lazım. Hamur azsa, ekmek de ona göre olur.
Forumdaşlarla Eğlenceli Yorumlar
Şimdi biraz da forumun ruhuna uygun birkaç senaryo kuralım:
- “Benim hamur tutmadı, ekmek olmadı. Bari pide yapayım dedim, o da taşa dönüştü.
”
- “Benim ekmek fazla kabardı, ama ailede kimse diyet bozmuyor. Dolapta hepsi bana bakıyor!”
- “Hamurum bol, ekmeğim büyük; ama evdeki çocuklar jet hızında tüketiyor. Bana yine kabuk kaldı.”
Bu yorumları görünce eminim hepimiz güleriz. Çünkü bu deyim, aslında tam da günlük hayatın içindeki tatlı gerçekleri gösteriyor.
Herkesin Hamuru Ekmeğine Göredir: İlişkilerde Yansıması
Biraz da ilişkilere uyarlayalım:
- Erkekler: “Benim hamurum iş güç, strateji. Senin hamurun duygusallık. İkisini karıştırınca ortaya güzel bir somun çıkıyor.”
- Kadınlar: “Ben ekmeği yaparım, sen de dilimlersin. Böylece sofrada dengemiz olur.”
Yani aslında bu deyim, ilişkilerde de uyumu anlatıyor. Kim neye sahipse, onunla ortaya bir şey koyuyor. Ve önemli olan, o ortaya çıkan ekmeği beraberce paylaşmak.
Söz Sizde Forumdaşlar!
Şimdi merak ediyorum:
- Sizce “herkesin hamuru ekmeğine göredir” deyimi sizin hayatınızda nasıl yansıma buldu?
- Hamurunuz bol mu, yoksa idareli mi gidiyorsunuz?
- Siz daha çok erkeklerin stratejik bakışıyla mı, kadınların empatik yaklaşımıyla mı yorumluyorsunuz?
- Hiç “hamurum azdı ama gönlüm çoktu” dediğiniz anlar oldu mu?
Haydi forumdaşlar, soframızı hep birlikte şenlendirelim!
Merhaba sevgili forumdaşlar!
Bugün sizlere gündelik dilde çok duyduğumuz, ama üzerine oturup şöyle bir “yahu bu ne demek?” diye düşünmediğimiz bir deyimle geldim: “Herkesin hamuru ekmeğine göredir.” TDK’nin bize sunduğu açıklamaları da işin içine katacağım ama gelin bunu sadece kitap bilgisi gibi değil, hepimizin gülerek okuyabileceği, biraz kendimizi, biraz komşumuzu, biraz da kaynanamızı hatırlatacak bir sohbet havasında ele alalım.
TDK Ne Diyor?
Öncelikle işin resmî kısmını açalım. TDK’nin açıklamasına göre bu deyim, kısaca:
“İnsanlar kendi durumlarına, yeteneklerine, imkânlarına göre davranır ya da ortaya iş çıkarır.”
Yani herkesin yaptığı iş, ortaya koyduğu şey kendi kapasitesiyle, sahip olduğu malzemeyle sınırlıdır. Bir fırıncı düşünün, unu çok, mayası tam kıvamında; ekmeği puf puf kabarır. Ama unu az, mayası eksik olanın ekmeği biraz daha yassı kalır. İşte hayat da böyle: Kimimiz kabarırız, kimimiz çıtır kalırız, ama sonuçta hepimiz sofraya ekmek olarak geliriz.
Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı: “Bu Hamurdan Kaç Ekmek Çıkar?”
Erkek forumdaşların bu deyimi duyunca aklından geçen ilk şey: “Peki bu hamurla kaç ekmek çıkar?” olur. Yani pratik, sonuç odaklı ve hesaplı bir yaklaşım.
Mesela Ali abi düşünür: “Tamam kardeşim, hamurun ekmeğine göredir ama biz bu ekmeği daha stratejik bölemez miyiz? Sabah kahvaltısına, öğleye tost, akşama çorba yanına ayarlayalım.” Strateji odaklı bakış açısıdır bu.
Matematik hesabı yapar, der ki:
- 1 kilo un → 3 somun ekmek.
- O zaman 3 kilo undan 9 somun çıkar.
“E peki fırıncı 5 kilo undan 12 ekmek çıkarıyorsa, burada verimlilik sorunu var kardeşim!” diyerek konuyu bir proje toplantısına çevirebilir.
Yani erkekler için deyimin anlamı, biraz “kaynakları nasıl optimize ederiz” meselesine dönüşür.
Kadınların Empatik Yaklaşımı: “Komşunun Ekmeği Yassıysa da Paylaşırız.”
Kadınlar ise bu deyimi duyunca, olaya hemen duygusal ve toplumsal açıdan yaklaşır.
“Evet herkesin hamuru ekmeğine göredir ama komşunun ekmeği ufak kaldıysa, biz kendi ekmeğimizden de böler paylaşırız.”
Onlar için mesele yalnızca ekmeğin büyüklüğü değil, ekmeğin paylaşılıp paylaşılmadığıdır.
Mesela Ayşe teyze şöyle diyebilir:
“Benim hamurum azdı, ekmeğim küçük oldu. Ama olsun, komşumla bir tabak turşu açtık, soframız şenlendi.”
Kadın forumdaşların bu empatik yaklaşımı, deyimi biraz daha “topluluk ruhu” içinde yorumlamalarına sebep olur. Çünkü onlara göre mesele ekmeğin kendisi değil, ekmeğin etrafında kurulan sohbet, samimiyet ve birlikteliktir.
Hayattan Örnekler: Hamurdan Hayata
- İş hayatında: Birinin büyük bir ekibi vardır, çok iş başarır. Diğerinin imkânı sınırlıdır, tek başına çalışır. Sonuçlar farklıdır ama ikisi de kendi hamuruna göre iş çıkarır.
- Aşkta: Kimi sevgilisine her hafta çiçek yollar, kimi de “bütçem yetmiyor, ben de sana en güzel kahvemi yaparım” der. İkisi de kendi hamuruna göre sevgisini gösterir.
- Evde: Kimi misafir gelince 7 çeşit yemek yapar, kimi de “çay demlendi, kurabiye var” diyerek misafirini ağırlar. İkisi de kendi hamuruna göre ekmeğini ortaya koymuştur.
Bir bakıma, bu deyim hepimizin hayatını özetliyor. Yani kimseden kendi hamurunun üstünde bir şey beklememek lazım. Hamur azsa, ekmek de ona göre olur.
Forumdaşlarla Eğlenceli Yorumlar
Şimdi biraz da forumun ruhuna uygun birkaç senaryo kuralım:
- “Benim hamur tutmadı, ekmek olmadı. Bari pide yapayım dedim, o da taşa dönüştü.
”- “Benim ekmek fazla kabardı, ama ailede kimse diyet bozmuyor. Dolapta hepsi bana bakıyor!”
- “Hamurum bol, ekmeğim büyük; ama evdeki çocuklar jet hızında tüketiyor. Bana yine kabuk kaldı.”
Bu yorumları görünce eminim hepimiz güleriz. Çünkü bu deyim, aslında tam da günlük hayatın içindeki tatlı gerçekleri gösteriyor.
Herkesin Hamuru Ekmeğine Göredir: İlişkilerde Yansıması
Biraz da ilişkilere uyarlayalım:
- Erkekler: “Benim hamurum iş güç, strateji. Senin hamurun duygusallık. İkisini karıştırınca ortaya güzel bir somun çıkıyor.”
- Kadınlar: “Ben ekmeği yaparım, sen de dilimlersin. Böylece sofrada dengemiz olur.”
Yani aslında bu deyim, ilişkilerde de uyumu anlatıyor. Kim neye sahipse, onunla ortaya bir şey koyuyor. Ve önemli olan, o ortaya çıkan ekmeği beraberce paylaşmak.
Söz Sizde Forumdaşlar!
Şimdi merak ediyorum:
- Sizce “herkesin hamuru ekmeğine göredir” deyimi sizin hayatınızda nasıl yansıma buldu?
- Hamurunuz bol mu, yoksa idareli mi gidiyorsunuz?
- Siz daha çok erkeklerin stratejik bakışıyla mı, kadınların empatik yaklaşımıyla mı yorumluyorsunuz?
- Hiç “hamurum azdı ama gönlüm çoktu” dediğiniz anlar oldu mu?
Haydi forumdaşlar, soframızı hep birlikte şenlendirelim!